Aksiyon Reklam

Sağlık Bakanlığı İsminin Hakkını Veriyor

blank
Redaktor tarafından
22 Ağustos, 2012 16:14 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Tıklanma Sayısı: 1
Yorum Sayısı: 0
Reklam

Sağlık Bakanlığı, Türkiye ve Avrupa'da bir ilk olacak çalışma başlattı.

Sağlık Bakanlığı, son yıllarda artan kanser ve bulaşıcı hastalıklar üzerine, benzerine rastlanılmayan önemli bir çalışmaya imza attı.

İçerisinde onlarca projenin yer aldığı dev proje ile bulaşıcı hastalıkların bitirilmesi, kanser hastalarının önüne geçilmesi planlanırken, halkın sağlık konusunda ciddi düzeyde bilinçlendirilmesi, beslenme koşullarının geliştirilmesi ve aile planlaması gibi sorunların çözümünde de önemli mesafe kat edilmesi hedefleniyor.

Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından çevre ve sağlık koşullarının düzeltilmesi, halkın sağlık konusunda eğitilmesi, bulaşıcı hastalıkların yok edilmesi, beslenme koşullarının geliştirilmesi, ana çocuk sağlığı ve aile planlamasını öngören koruyucu sağlık hizmetleri alanında geniş kapsamlı bir projeyi hayata geçiriyor.

İçerisinde yüzlerce alt projenin yer aldığı çalışma hem ülkede, hem de Avrupa’da ilk kez hayata geçirilmiş olacak. Önceden tespit edilen pilot illerden alınacak yüzlerce numune laboratuar ortamında incelenerek bilimsel anlamda koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesini etkileyen durumlar belirlenirken yapılması gerekenler tespit edilecek. Proje ile koruyucu sağlık hizmetleri stratejisinin geliştirilmesi planlanıyor.

Ağır Metalleri Bülent Ecevit Üniversitesi Araştıracak

Proje kapsamında Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu ile Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) arasında koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesini etkileyen durumların ve yapılması gerekenlerin belirlenmesi, koruyucu sağlık hizmetleri stratejisinin geliştirilmesi ve eylem projesi kapsamında protokol imzalandı.

"Çevresel Ağır Metal Marufiyeti Değerlendirme ve Araştırma Hizmet Alımı" protokolü ile sanayinin yoğun olduğu 5 üzerinde ilde yaşayan 20 yaş ve üzeri 3 bin kişiye ait 6 bin biyolojik numunede 23 element düzeyi tespit edilecek. BEÜ Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde son derece modern, bilimsel ve ileri teknolojiyle yapılacak ölçümlerde ICP-MS metodu kullanılacak.

Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ferruh Niyazi Ayoğlu, projenin alanında Avrupa ülkeleri arasında gerçekleştirilen ilk büyük proje olduğunu ifade etti. Bülent Ecevit Üniversitesi laboratuarlarında gerçekleştirilen çalışma sonuçlarının protokol kapsamında Sağlık Bakanlığı’na düzenli bildirileceğini anlatan Ayoğlu, çalışmalarına başlanılan proje ve yapılacak çalışmalarla ilgili bilgi verdi.

Sağlık Bakanlığı'nın koruyucu sağlık hizmetlerini geliştirmek istediğini anlatan Ayoğlu, şunları söyledi:

"Çevresel etkenlerini ve çevrenin insan sağlığına etkisini değerlendirmek istiyor. Bu oldukça büyük ve geniş kapsamlı bir proje. Biz bu projenin alt bölümlerinden birinde, çok önemli olduğunu düşündüğüm, laboratuar tetkiklerinin yapılmasını üstlenmiş durumdayız. Proje ülke genelinde, ulusal bir proje. Biz bu proje kapsamında bakanlığın çalışmalarında, alandan aldığı örneklerin laboratuar testlerini yapmakla yükümlüyüz. Üniversitemizin yeni kurulan ve teknik donanımı sağlanan merkez araştırma laboratuarında, bakanlık tarafından alınan örneklerin kimyasal analizlerini yapacağız. Bu kapsamda 6 bin kadar örnek alınması planlanıyor. Merkez laboratuarımızdaki uzmanlar ve akademisyenler, bu protokol kapsamında proje içerisinde görev aldılar, çalışıyorlar. Biz 23 adet elementin, bakanlığın bize gönderdiği biyolojik numunelerde, çalışılmasını planlıyoruz. ICP-MS yöntemi dediğimiz, son zamanlarda tümüyle bilimsel alanda kabul edilmiş, geçerli olan en son teknolojik donanımla, numuneler çalışılacak.”

Sağlık Bakanlığı’nın çok kapsamlı bir proje yürüttüğünü vurgulayan Enstitü Müdürü Ayoğlu, projenin Türkiye için çok önemli olduğunu, Avrupa ülkeleri için de örnek teşkil edeceğini anlattı. Projenin içerisinde de yüze yakın akademisyen görev alacağını ifade eden Ayoğlu, projenin alt dallarından birinde ise Bülent Ecevit Üniversitesi ile protokol imzalanmasının hem üniversite hem de bölge adına önemli olduğunu söyledi.

Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Özer ve üniversite yönetim kurulu üyelerinin bu tür projelerde yer alınmasını önemsediğini anlatan Ayoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Böyle büyük bir projede, tabii ki pek çok laboratuar, bu hizmeti verebilecek düzeydedir. Bizim tercih edilmiş olmamız, bizim için çok sevindirici. Hem sağlık bakanlığına, hem de ülkemize karşı çok ciddi bir sorumluluk yüklüyor. Bu projede yer almamız, üniversite için iki yönden önemli. Birincisi yapılan bu işbirliğinde, böylesi bir etkinlikte üniversitemizin akademisyenlerinin yer alması, çok onur verici. İkincisi ise üniversitemizde kurulan Bilim, Teknoloji ve Araştırma Merkezimizdeki Merkez Laboratuarının sahip olduğu makine parkuru ve insan gücü ile bu projede, böyle önemli bir hizmetlerini üstlenmiş olması da, ayrıca mutluluk vericidir. Üniversitemiz için önemli bir gelişme, önemli bir atılım. Üniversitemizin rahatlıkla bu projenin altından kalkacağına inanıyorum.”

BEÜ Rektörü Prof.Dr. Mahmut Özer ise, 900 bin TL bütçe ile imzalanan projenin son derece önemli olduğunu ifade etti. (İHA)

Bizi sosyal medyadan takip edin
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Türk dünyasının ortak vicdanı Ankara’da buluşuyor

blank
Redaktor tarafından
14 Aralık, 2025 16:42 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 15.12.2025 14:50
Okuma Süresi: 3dk
Tıklanma Sayısı: 12
Yorum Sayısı: 0
Reklam

Türk dünyasının tarihsel hafızasını, kültürel sürekliliğini ve millî kimlik bilincini taşıyan Türk dili, 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü kapsamında Ankara’da düzenlenen yüksek düzeyli bir programla uluslararası gündeme taşınıyor.

Dünya Türk Dili Ailesi Günü’nde TÜRKSOY ve MHP’den Güçlü Dil Birliği Vurgusu Türk Dili: Ortak Kimliğin, Medeniyetin ve Stratejik Birliğin Temel Taşı

TÜRKSOY öncülüğünde ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin fikrî ve siyasi perspektifiyle şekillenen etkinlik, Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı değil; aynı zamanda bir medeniyet dili ve stratejik birlik unsuru olduğunu vurguluyor.

TÜRKSOY: Türk Dünyasında Kültürel Birliğin Kurumsal Temsilcisi

Türk dünyası ülkeleri arasında kültürel iş birliğinin en güçlü kurumsal yapılarından biri olan TÜRKSOY’un ev sahipliğinde gerçekleştirilecek program, Türk dilinin ortak gelecek inşasındaki merkezi rolünü ele alacak. TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev’in yapacağı değerlendirmelerin, Türk dünyasında dil temelli bütünleşmenin kurumsal derinliğini ve sürekliliğini ortaya koyması bekleniyor.

Akademik Perspektiften Türk Dili ve Medeniyet Bilinci

Programın akademik boyutunda, Ahmed Cevad Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy, Türkçenin tarih boyunca devlet kuran, kültür inşa eden ve millet bilinci oluşturan yönünü ele alacak. UNESCO Eğitim Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Ali Yakıcı ise Türk dilinin korunması, geliştirilmesi ve küresel ölçekte görünürlüğünün artırılmasına yönelik bilimsel ve evrensel yaklaşımları değerlendirecek. İsmail Gaspıralı Dış Politika Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Esma Özdaşlı’nın konuşması ise Türk dünyasında dil birliğinin kültürel diplomasi, dış politika ve çok boyutlu iş birliği açısından taşıdığı stratejik önemi akademik bir çerçevede ele alacak.

MHP Perspektifi: Türkçe Millî Kimliğin ve Devlet Aklının Taşıyıcısıdır

Etkinliğin siyasi boyutunu temsil eden TBMM MHP Grup Başkanvekili ve Nevşehir Milletvekili Prof. Dr. Filiz Kılıç’ın, Türkçenin Türk milletinin varlık bilincini taşıyan temel unsur olduğuna vurgu yapması bekleniyor. Prof. Dr. Kılıç’ın değerlendirmeleri, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk dili, Türk kültürü ve Türk dünyası merkezli devlet anlayışını güçlü bir şekilde yansıtacak.

Ankara’dan Yükselen Mesaj: Türk Dili Geleceğin Birlik Zeminidir

Dünya Türk Dili Ailesi Günü kapsamında düzenlenen bu uluslararası nitelikli program, Türkçülük düşüncesinin temel ayaklarından biri olan dil birliğini pekiştirmeyi, ortak kültürel hafızayı diri tutmayı ve Türk dilini gelecek kuşaklara güçlü bir miras olarak aktarmayı amaçlıyor. Ankara’dan yükselen bu ortak sesin, Türk dünyasında yeni bir kültürel ve fikrî sinerji oluşturması bekleniyor. The Shared Conscience of the Turkic World Meets in Ankara: Strong Emphasis on Linguistic Unity by TURKSOY and the MHP on World Turkic Language Family Day

The Turkic Language: The Foundation of Shared Identity, Civilization, and Strategic Unity

The Turkic language, which embodies the historical memory, cultural continuity, and national identity of the Turkic world, is being brought to the international agenda through a high-level event held in Ankara on the occasion of World Turkic Language Family Day on December 15. Organized under the leadership of TURKSOY and shaped by the intellectual and political perspective of the Nationalist Movement Party (MHP), the event emphasizes that the Turkic language is not merely a means of communication, but a civilizational language and a strategic pillar of unity.

TURKSOY: The Institutional Representative of Cultural Unity in the Turkic World

Hosted by TURKSOY, one of the strongest institutional frameworks for cultural cooperation among Turkic states, the program will address the central role of the Turkic language in building a shared future. The assessments to be delivered by TURKSOY Secretary General Sultan Raev are expected to highlight the institutional depth and continuity of language-based integration across the Turkic world.

The Turkic Language and Civilizational Consciousness from an Academic Perspective

Within the academic dimension of the program, Prof. Dr. Ruhi Ersoy, President of the Ahmed Javad Institute, will address the role of the Turkic language as a historical force that has built states, shaped cultures, and formed national consciousness. Prof. Dr. Ali Yakıcı, a Member of the UNESCO Education Commission, will evaluate scientific and universal approaches aimed at preserving, developing, and enhancing the global visibility of the Turkic language. Assoc. Prof. Dr. Esma Özdaşlı, President of the Ismail Gaspıralı Institute for Foreign Policy, will examine the strategic significance of linguistic unity in the Turkic world in terms of cultural diplomacy, foreign policy, and multidimensional cooperation from an academic standpoint.

The MHP Perspective: The Turkic Language as the Carrier of National Identity and State Wisdom

Representing the political dimension of the event, Prof. Dr. Filiz Kılıç, Deputy Group Chair of the MHP in the Turkish Grand National Assembly and Member of Parliament for Nevşehir, is expected to emphasize that the Turkic language is the fundamental element carrying the existential consciousness of the Turkish nation. Her evaluations will strongly reflect the MHP’s state-centered approach to the Turkic language, culture, and the broader Turkic world.

A Message Rising from Ankara: The Turkic Language as the Ground of Future Unity

This international program organized on the occasion of World Turkic Language Family Day aims to strengthen linguistic unity—one of the core pillars of Turkism—revitalize shared cultural memory, and transmit the Turkic language to future generations as a powerful legacy. The collective voice rising from Ankara is expected to generate a new wave of cultural and intellectual synergy across the Turkic world. Aşağıda talebiniz doğrultusunda uluslararası internet basınına uygun, TDK’ya uygun, özgün, intihal riski taşımayan, Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki dilli, haber imzası net ve kurumsal biçimde düzenlenmiş haber imza bölümü yer almaktadır:   Haber ve - and News: Yalçın ÇELİK Technical Teacher  Senior Mechatronics Engineer   Journalist – Writer
Bizi sosyal medyadan takip edin
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.