Sizin için ayırdık
Ana Sayfa DÜNYA, YAŞAM, Yazarlar 17.06.2025 1176 Görüntüleme

Toprak Susarsa Gelecek Susar

Her yıl 17 Haziran’da, sadece kuruyan toprakları değil, kuruyan vicdanlarımızı da hatırlatır bize Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olan bu özel gün; insanoğlunun toprağa karşı vefasızlığını, suya karşı hoyratlığını gözler önüne sererken; aynı zamanda bize bir diriliş çağrısıdır: “Ey insan! Sana emanet edilen bu yeryüzünü koru, suyu israf etme, toprağı çölleştirme!”

Çölleşmeye Direnen Bir Vicdan: Toprak Susarsa Gelecek Susar!

Kuraklık ve çölleşme, sadece Afrika’nın, Orta Doğu’nun ya da uzak coğrafyaların meselesi değil. Artık Anadolu toprakları da bu tehditle yüz yüze. Çocukluğumuzda çıplak ayakla gezdiğimiz bereketli tarlalar, bugün çatlamış topraklarla dolu. Elimizi uzattığımızda bir yudum suya ulaşamıyorsak, sorumlusu yalnızca iklim değil; bilinçsizce harcadığımız su, yok ettiğimiz orman, aşırı ve yanlış sulama, plansız tarım ve modern hayatın bencilliğidir.

“Toprak Ana”nın Feryadına Kulak Ver!

Biz mühendisler, öğretmenler, çiftçiler ve öğrenciler… Yani bu milletin her ferdi, artık bir karar vermeli: Ya susuzluğa teslim olacağız ya da toprağına sahip çıkan bir medeniyetin izinden yürüyeceğiz. Unutulmamalıdır ki çölleşme yalnızca bir çevre sorunu değil, aynı zamanda bir kalkınma, bir yaşam ve bir beka meselesidir. Çünkü susuzluk; açlığı, göçü, yoksulluğu ve nihayetinde kaosu getirir. Ecdadımız, “Su gibi aziz ol” derken boşa dememiştir. Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz buyurur: “Biz her canlı şeyi sudan yarattık.” (Enbiyâ, 30) Bu ayetle suyun yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda ilahi bir emanet olduğunu anlıyoruz. İşte bu yüzden israfı, sadece maddi kayıp olarak değil, aynı zamanda manevi bir vebal olarak görmeliyiz.

Anadolu’da Kuraklık Alarm Veriyor

Bugün Türkiye’nin yüzde 60’ından fazlası çölleşme riski altında. İç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri, özellikle tarım alanlarında alarm veriyor. Barajlarımızın doluluk oranları düşerken, yeraltı sularımız çekiliyor. Küresel iklim kriziyle birleşen bu tablo, artık bize “acil önlem” demek zorunda. Teknolojiyi sadece tüketim için değil, üretim ve korunma için kullanmalıyız. Akıllı tarım sistemleri, damla sulama, gri su geri kazanımı gibi yenilikler artık bir tercih değil, zorunluluktur. Enerjide nasıl yerli ve milli çözümler arıyorsak, tarım ve su politikalarında da aynı kararlılığı göstermeliyiz.

Milli Bilinç, Dini Sorumluluk

Bizler “Yediğin içtiğin senin, toprağın Allah’ın” diyen bir kültürden geliyoruz. O yüzden toprağa ve suya saygı, sadece ekolojik bir gereklilik değil, aynı zamanda milli bir duruş ve dini bir sorumluluktur. Öğrencilerimize bu bilinci aşılamalı, her yaşta bireye çevre ahlakı kazandırmalıyız. Unutmayalım ki “bir ağaç dikenin sadaka verdiği” anlayışı, bin yıllık medeniyetimizin temelidir. Bugün bir fidan dikmek, yarının çocuklarına gölge olmaktır.

Toprak Susarsa, Gelecek Susar

Değerli vatandaşlarımız, tarım kooperatiflerimiz, okullarımız, köy muhtarlarımız, belediyelerimiz… Herkes üzerine düşeni yapmalı. Bir damla suyu israf etmeyelim. Bahçemize bir fidan dikelim. Yağmur suyunu değerlendirelim. Kendi coğrafyamızın iklimine uygun bitkilerle tarım yapalım.

Su akar, Türk bakar demesinler…

Su akar, Türk saklar ve yaşatır diyelim!

Kuruyan sadece toprak değil, ihmalkâr kaldığımız her değerle birlikte geleceğimizdir. Şimdi el ele verip, bu mukaddes emaneti koruma vaktidir.

Toprak için, su için, vatan için…

Gelin çölleşmeye dur diyelim.

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Sizin için ayırdık
Tema Tasarım | www.aksiyonreklam.com